Makaleler

Süreli İpoteğin Kaldırılması

 

Bilindiği üzere taşınmaz rehni türü olan ipotek hakkı tapu kütüğüne süreli olarak tescil edilebilmektedir. Tapu kütüğüne tescil edilmiş olan ipoteğin süresinin dolmuş olması doktrine göre ipoteğin terkinini gerektiren bir sona erme sebebi olarak kabul edilmelidir. Yargıtay’a göre ise, sadece ipotek süresinin sona ermiş olması, ipoteğin sona ermesi ve sicilden terkin edilmesi için yeterli değildir. Yargıtay, sürenin dolmasının ipotek hakkını sona erdireceğini kabul etmekle birlikte, ipoteğin tapu sicilinden terkin edilebilmesi için belirlenen süre içinde ipotek alacaklısının alacak hakkının doğmamış olması veya alacağın sona ermesi şartını aramaktadır. Yargıtay'ın bu hususa ilişkin bazı kararları şu şekildedir:         “...Her taşınmaz açısından ipotek yukarıda açıklanan özel durumlar dışında terkinle sona erer. Somut olayda gözlendiği gibi ipoteğin belirli bir süre için kurulmuş olması; bu sürenin sonunda ipoteğin re’sen fekkini gerektirmeyeceğinden ve tapu kaydında müşteki ipotek alacaklısının ipoteği de halen tescilli olduğundan İİK’nun134.maddesinde açıklanan ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden olduğu nazara alınarak icra mahkemesince şikayetin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde ipotekte belirlenen sürenin dolması nedeniyle ipoteğin ortadan kalktığından bahisle istemin incelemesiz reddi isabetsizdir.”12.HD,21.4.205,4803/8569(Legalbank);“Dava konusu ipotek, altı ay süreli olarak verilmişse de ipoteğin fekki için bu sürede davacı şirketin borcunun olmaması gerekir.”19.HD,24.11.2000,5576/8067(Legalbank);“...özellikle çekişmeli taşınmazlar üzerine konulan ipoteğin borç karşılığı olduğu; borcun ödendiği ispat edilemediği gibi,böyle bir savunmanın da bulunmadığı;ipoteğin süreye bağlanmasının ipotek borçlusu yararına bir vade anlamını taşıdığı, sürenin geçmesiyle ipoteğin kendiliğinden kaldırılması sebebinin doğmayacağı anlaşıldığına göre;davacının temyiz itirazı yerinde değildir.”1.HD,21.10.2003,9012/11096(Legalbank); Aynı yönde bkz.14.HD,17.03.1992,1992/9389,1992/3386(Altay/Eskiocak,s.162)

 T.C.

"YARGITAY
19. Hukuk Dairesi

Esas: 2000/5576
Karar: 2000/8067
Tarih: 24.11.2000

ÖZET: Somut dava ipoteğin fekki davasıdır. Dava konusu ipotek, altı ay süreli olarak verilmişse de ipoteğin fekki için bu sürede davacı şirketin borcunun olmaması gerekir. Bu sebeple mahkemece davacı şirketin davalıya ipotek süresi içerisinde borcu bulunup bulunmadığının tespiti yönünden uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılıp alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekir.

(4721 sayılı MK. m. 883)

KARAR METNİ:
Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, müvekkillerinden Önder ve Aşkın Karabulut´a ilişkin gayrimenkuller üzerine müvekkili şirketin davalıdan alınacak mal ve ticari borçlarına karşılık teminat olmak üzere ipotek tesis edildiğini, ipoteğin süreli olup, bu süre içinde alınan mal bedellerinin davalıya ödendiğini, ipoteğin hükümsüz kaldığını ancak davalının ipoteği fek etmekten imtina ettiğini iddia ederek davalı lehine konulan süreli ipoteğin karşılıksız kalması ve geçerlilik dönemi içinde borcun olmaması sebebiyle fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, davacı şirketin müvekkiline borçlu olduğunu, bu sebeple ipoteğin fekkedilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davacının davalı şirket lehine merkez Üçmeşeler mevkiindeki taşınmaz üzerine 26.8.1996 gün ve 3436 yevmiye ile altı ay müddetli ipotek koyulduğu, ipoteğin süreli olup, şarta bağlı olmadığı, sürenin de geçtiği gerekçesi ile davanın kabulü ile sözkonusu taşınmaz üzerine davalı lehine konan süreli ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava konusu ipotek, altı ay süreli olarak verilmişse de ipoteğin fekki için bu sürede davacı şirketin borcunun olmaması gerekir. Bu sebeple mahkemece davacı şirketin davalıya ipotek süresi içerisinde borcu bulunup bulunmadığının tesbiti yönünden uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılıp alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerle hükmün davalı şirket yararına BOZULMASINA, peşin harcın istem halinde iadesine, 24.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.